İdari Para Cezasına İtiraz Dilekçesi Alkol Satışı

… NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE


İDARİ PARA CEZASINA
İTİRAZ EDEN                 :Fahrettin ….  (T.C. …. ) – Adres

VEKİLİ                           : Av. …

İDARİ PARA CEZASINI
VEREN                           : …. Kaymakamlığı – ADANA

D. KONUSU : …. Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün
28.08.2020 tarihli 220/1972 sayılı 15.947,00 TL tutarındaki idari para cezasının iptaline karar verilmesi isteminden ibarettir.

AÇIKLAMALAR : 1-) 22.08.2020 tarihinde saat 14:30 sıralarında … İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, müvekkilin yetkilisi olduğu ….  Beach Otel ünvanlı işyerinde denetim yapıldığından bahisle netice olarak müvekkile 15.947,00 TL idari para cezası kesilmiştir. Kesilen idari para cezası hukuka aykırı olup, cezanın iptali gerekmektedir. Şöyle ki;

2-) Söz konusu idari para cezası kesilmeden önce polis memurları tarafından tutanak tutulmuş, tutulan bu tutanak ise idari para cezasına kanıt olarak gösterilmiştir. Ancak tutulan 23.09.2020 tarihli tutanak hukuka aykırı bir tutanaktır ve bu nedenle kanıt olarak kabulü mümkün değildir. Polis memurları tutanağı yazarken ne müvekkilin eşi Necla Kütük beyanlarını ne de müşteri …. T.C. numaralı …. …..’ in beyanlarını dikkate almışlardır. Polis memurlarınca gerçeğe aykırı bir şekilde yalnızca idari yaptırım uygulanması niyetiyle bir tutanak tutulmuştur. Kolluk görevlilerince tutulan 23.09.2020 tarihli gerçeğe ve hukuka aykırı bu tutanağı kabul etmiyoruz.

3-) …. Kaymakamlığı, 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun’un 8/5-g hükmünde yer alan

“Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından satış belgesi almadan tütün mamülleri, etil alkol metanol ve alkollü içkilerin perakende satışını yapanlara”

hükmü çerçevesinde 28.08.2020 tarihli ve 220/1972 sayılı kararı ile müvekkil hakkında 15.947,00 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiş ve karara dair tebligat 23.09.2020 tarihinde müvekkile tebliğ edilmiştir.

GÖREVLİ VE YETKİLİ OLMAYAN İKİ POLİS MEMURU TARAFINDAN DÜZENLENEN 23.09.2020 TARİHLİ TUTANAK VE BU TUTANAĞA DAYANILARAK, … KAYMAKAMLIĞI’NIN 28.08.2020 TARİH 220/1972 SAYILI KARARI İLE VERMİŞ OLDUĞU 15.947,00 TL TUTARINDAKİ İDARİ PARA CEZASI AŞAĞIDAKİ SEBEPLER İLE DE KANUNA VE HUKUKA AYKIRIDIR:

4-) Düzenlenen tutanakta alkollü içki satışı yapılıp yapılmadığına dair hiçbir emare bulunmadığı gibi satışı yapıldığı yönünde herhangi bir iddiaa da yoktur. Söz konusu işyerinde sadece alkol bulunduğu iddiasıyla tutanak düzenlenmiştir. Alkollü içkinin, fişi, faturası vs. bilgilerine de yer verilmemiştir. 4733 sayılı kanun satış belgesi olmadan alkol satışını yapmanın idari yaptırım kararı verilmesi gerektiğini düzenlemiştir. Düzenlenen tutanakta alkollü içki satışı yapıldığı yönünde hiçbir delil yoktur. Müvekkilin satış belgesi olmadan ( TAPDK ) alkol satışı yapıldığında ceza verilmesi gerektiği açık olmakla, tutulan 23.09.2020 tarihli tutanakta alkollü içkinin kime satıldığı belirtilmemiş, tespit edilmemiş, ifadesine ve imzasına da yer verilmemiştir. Düzenlenen tutanak dayanak gösterilerek alkollü içki satışı yapıldığından bahisle ceza verilmiş ise de; satışı yapıldığı iddia edilen alkollü içki, bütün mevcut teknik imkanlar var olmasına rağmen, fotoğraflanmamış, kime satıldığı tespit edilmemiş ve el konulmamıştır. Düzenlenen tutanakta, tutanağı tanzim edenlerin görevli ve yetkili olduklarını gösterir bir ibare ve onaylı kimlik belge ve bilgilerine yer verilmemiştir. Düzenlenen tutanakta, tanık beyanlarına da yer verilmemiştir.

5-) Düzenlenen tutanakta işyerine ne üzerine gidildiği belirtilmemiş alkol satışı yapıldığına dair herhangi bir ihbarda mevcut değildir. Müvekkilin işyerinde alkol satışı yapılmamaktadır. Bu hususlar da 23.09.2020 tarihli tutanakta kime ne şekilde ve surette alkol satıldığı mevcut değildir. 23.09.2020 tarihli tutanak incelendiğinde 22.08.2020 günü saat 14.30 sıralarında ilçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince kontrollerin yapıldığı yazılmış ancak söz konusu tutanak 23.09.2020 tarihi ile imza altına alınmıştır. Bu hususta da bir çelişki mevcuttur. Denetim yapıldığı tarihte herhangi bir tutanak tutulmadığı açıktır.

6-) Tutanağın düzenlendiği saat belirli olmayıp tarihin ise 23.09.2020 olduğu belirtilmiş ise de bu beyan ve iddia da hiçbir şekilde delillendirilmemiş, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispatlanmamıştır. Tutanağın kötü niyetle tanzim edildiği, alkollü içki satışına konu alkollü içkiyi alanın tespitinin yapılmamış olması, kimlik bilgilerine yer verilmemiş olması, hatta böyle bir alıcının varlığından dahi söz edilmemiş olmasından da açıkça anlaşılmaktadır. Aynı şekilde tanık beyanlarına yer verilmemiş olması da tutanağın gerçekliğini yalanlamaktadır.

7-)22.08.2020 tarihinde, kurum mevzuatına göre denetim yapma konusunda yetkilendirilmemiş kişiler tarafından müvekkilin hiçbir itiraz ve beyanlarına yer verilmeksizin, hukuken kabul edilebilir hiçbir delil ortaya konulmaksızın, araştırılmaksızın ,sorgulanmaksızın bir tutanak tanzim edilmiştir. Polis tarafından tek taraflı beyanlar ile tanzim olunan, kötüniyetli olarak müvekkilin alkollü içki satışı yaptığı bile yazılmayan çelişkili düzenlenen bir tutanağa dayanarak, tek taraflı bir beyan ile müvekkile verilen fahiş para cezasının kabulü mümkün olmayıp, görevli ve yetkili olmayan kişilerce ,sadece gerçek dışı kendi beyanları ile kesilen para cezasının iptali gerekmektedir.

8 -) Müvekkilin yetkilisi olduğu işyerinin ticari kayıtları, kasa fişleri, faturaları, defter ve belgeleri ile satış raporları incelendiğinde belirtilen saatler arasında herhangi bir alkollü içki satışına dair hiçbir kayıt veya belge bulunmamakta olduğu kolaylıkla ortaya konulabileceği ve kanıtlanabileceği gibi, 23.09.2020 tarihli tutulan tutanakta kime ne şekilde ve surette alkol satışı yapıldığına dair hiçbir belge ve bilginin olmaması da haklılığımızı ortaya koymakta, iddia sahipleri iddialarını ispatlayamazken müvekkilin suçsuzluğunun karinesi olmaktadır.

9-) Yetkisi dahi olmayan kolluk tarafından (arama, elkoyma) tüm bu beyanlar incelenmeksizin, dikkate almaksızın düzenlenen işbu tutanak ve idari para cezası usule uygun değildir.

10-) Yukarıda açıkladığımız nedenler ile, alkol satışı yapılmadığı ve tutanakla alkol satışı yapıldığına dair hiçbir delil ve emarenin bulunmamasına rağmen, tek taraflı beyan ve isnatlar içeren, hiçbir itiraz ve savunmanın dahi dikkate alınmadığı bir tutanak ile idari yaptırımda bulunulması hukuka aykırılık içermektedir. Kanunlarda delilerin kesin ve ihtiyari olduğu ortada iken doğruluğu hiçbir şekilde resmi olarak belgelenemeyen bir iddiaya istinaden müvekkil aleyhine tutanak tanzim edilerek cezai işleme konu edilmesi Anayasanın en temel maddelerine ve prensiplerine de aykırılık içermektir. Bahse konu denetim ve uygulamalar ölçülülük ilkesinden uzak, müvekkilin savunma hakkının gözetilmediği, hatta gasp edildiği de dikkate alındığında, müvekkilin ticari hayatını zedeleyerek kesilen idari para cezası hukuki dayanaktan yoksundur.

UYGULANAN PARA CEZASI KANUNA, USULE VE HUKUKA AYKIRI OLDUĞU GİBİ HİÇ BİR ŞEKİLDE DELİLLENDİRİLMEMİŞTİR:

Müvekkilin işyeri ile ilgili denetim yapıldığı, bu denetim kapsamında tutanak tutulduğu ve ilgili mevzuata dair aykırılıklar içerdiği iddiasına dair beyanları kabul etmiyoruz. Şöyle ki;

11-) Müvekkilin yetkilisi olduğu otelde, 22.08.2020 tarihinde ve sonrasında 4733 sayılı kanunda belirtilen satış belgesi olmadan alkol satış yasağına aykırı bir işlemi söz konusu olmamıştır. Çünkü söz konusu işyerinde alkol satışı yapılmamaktadır. Müvekkil söz konusu … Beach Otel ünvanlı işyerinin kiracısıdır. Müvekkil söz konusu işyerine İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı alabilmek için … Belediyesine başvuruda bulunmuştur. … Belediyesi ise müvekkilin ruhsat başvurusunu yeni malikle uyumlu kira sözleşmesi olmadığından reddetmiştir.

Müvekkil ise … Beach Otel ünvanlı işyerinin kiracısı olduğuna dair elinde kesinleşmiş mahkeme kararı olduğunu mahkeme kararını tanınması gerektiğini yapılan işlemin haksız olduğunu belirterek … 1. İdare Mahkemesi’ne iptal davası açmış ve …. Belediyesi’nin haksız ve hukuka aykırı ruhsat başvurusunun reddine dair işlemi iptal ettirmiştir. (EK -3 …. 1. İdare Mahkemesi 2018/1498 E. 2019/955 K. Sayılı kararı.) Bu süreçte müvekkilin işyeri açma ve çalışma ruhsatı başvurusunu haksız ve hukuka aykırı olarak reddeden … Belediyesi müvekkilin TAPDK belgesi almasını da engellemiştir.

Bu nedenle de müvekkilin işyerinde alkol satışı yapılmamaktadır. Aslında Müvekkilin söz konusu işyeri için TAPDK belgesinin bulunmaması kendi kusurundan değil, …. Belediyesi’nin haksız ve hukuka aykırı işleminden kaynaklanmaktadır.

12-) YUKARIDA ARZ ETTİĞİMİZ HUSUSLAR ÇERÇEVESİNDE, MÜVEKKİLE VERİLEN İDARİ PARA CEZASI, EKTE SUNDUĞUMUZ YARGITAY CEZA GENEL KURULU’NUN 2012/1-1289 Esas- 2013/84 Karar SAYILI 05.03.2013 TARİHLİ İÇTİHATINA DA AÇIKÇA AYKIRIDIR :

“Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemeli, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.”

DELİLLER : 23.09.2020 tarihli tutanak, 28.08.2020 tarih ve 220/1972 sayılı idari yaptırım karar tutanağı, Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin 2018/1498 E. 2019/955 K. Sayılı Kararı, işyeri defter, belge ve kayıtları, Tanık beyanları, Yargıtay Kararları, Her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerle, yasaya ve hukuka aykırı olarak yetkili ve görevli olmayan kişilerce ve tek bir delil dahi ortaya konulmaksızın (alkol satışı yapıldığına dair hiçbir delilin olmadığı) ve savunma ile tanık beyanlarına başvurulmadan , sadece tutanağı düzenleyenlerin kendi soyut, ispatlanamayan, gerçek dışı beyanlarına itibar edilerek müvekkil aleyhine … KAYMAKAMLIĞI’NIN 28.08.2020 TARİHLİ 220/1972 SAYILI KARARI İLE VERİLEN 15.947,00 TL tutarındaki idari para cezasının iptaline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı idareden tahsiline karar verilmesini vekaleten saygı ile arz ve talep ederim. 05.10.2020

İdari Para Cezasına İtiraz Eden
Fahrettin ….
Vekili
Av. Salih BİROL
e-imzalıdır


EKLERİ: 1- 23.09.2020 tarihli tutanak,
2- 28.08.2020 tarih ve 220/1972 sayılı idari yaptırım karar tutanağı,
3- …  1. İdare Mahkemesi’nin 2018/1498 E. 2019/955 K. Sayılı Kararı
4- Vekaletname

 

İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır ve süresi nedir?- Ceza

USUL YÖNÜNDEN

İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır. (5271 S. K. m. 273)

Hükmü veren mahkemece reddedilmeyen istinaf dilekçesi veya beyana ilişkin tutanağın bir örneği karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir. (5271 S. K. m. 277)

ESAS YÖNÜNDEN

İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re’sen incelenir. (5271 S. K. m. 272)

Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (5271 S. K. m. 272)

Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. (5271 S. K. m. 272)

Sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanların dilekçe veya beyanında, başvuruya ilişkin nedenlerin gösterilmemesi inceleme yapılmasına engel olmaz. (5271 S. K. m. 273)

Sanık, yokluğunda aleyhine verilen hükümlere karşı eski hâle getirme isteminde bulunabilir. Eski hâle getirme süresi içinde de istinaf süresi işler. Sanığın eski hâle getirme isteminde bulunduğu hâllerde, ayrıca istinaf isteminde bulunması gerekir. Bu hâlde istinaf istemi ile ilişkili işler, eski hâle getirme istemi hakkında karar verilinceye kadar ertelenir. (5271 S. K. m. 274)

Süresi içinde yapılan istinaf başvurusu, hükmün kesinleşmesini engeller. (5271 S. K. m. 275)

İstinaf yoluna yalnız sanık lehine başvurulmuşsa, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.(5271 S. K. m. 283)

 

İstinaf Başvurusuna Cevap Dilekçesi – Ceza

 

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

Sunulmak Üzere

ADANA …  CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE,

 

CEVAP VEREN MAĞDUR/MÜŞTEKİ  :

VEKİLİ                                                   :

İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN SANIK :

MÜDAFİİ                                                    :

TALEBİN KONUSU                                  : (…)Ceza Mahkemesi’ nin … Tarih, … Esas, … Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusuna cevaplarımızdan ibarettir.

TEBLİĞ TARİHİ                                       : …/…/…

KARARIN ÖZETİ                                     : Sanık … hakkında, kasten öldürme suçuna ilişkin olarak ……. Ceza Mahkemesi’nde …/…/… tarihinde dava açılmış ve mahkemenin …/… E. …/… K. sayılı kararıyla sanık hakkında … yıl … ay hapis cezasına …/…/.. tarihinde hükmedilmiştir.

İSTİNAFA BAŞVURUYA CEVAPLAR;

A) USUL YÖNÜNDEN : 

Sanık istinaf başvurusunda “Tanık listemizde de ismiyle adresi yer almakta olan tanık … …’nın …/…/… tarihli duruşmada ifadesine başvurulmasına karar verilmesine rağmen sonraki duruşmalarda tanığın ifadesine başvurulmadığı” şeklinde ifadelerde bulunmuştur. Ancak ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere; tanık Ahmet’ in olay ve duruşma tarihinde yurt dışında olduğu, bu suretle de duruşmaya katılmadığı pasaportta yer alan giriş çıkış tarihleri (EK-1) ile sabittir.

Esaslı işlemlerin yapıldığı …/…/… tarihli duruşma tutanağının bir, iki ve 3. sayfalarının zabıt katibi tarafından imzalanmaması mahallinde düzeltilebilir ve mahkeme kararının güvenilirliğini zedeleyecek nitelikte bir eksiklik olmadığından bu anlamda da istinaf başvurusunun reddine karar verilmelidir.

B) ESAS YÖNÜNDEN :

Müvekkilimizin babasının sanığa elindeki bıçakla saldırdığı iddiası, birinci derece mahkemesi nezdinde de araştırılmış ve incelenen olay yeri kamera kayıtlarında (EK-2) sanığın maktule bıçak doğrultarak koştuğu sabittir. Sanığın Sayın Mahkemeye sunduğu istinaf dilekçesinde yer alan haksız tahrik hükümleri talebi hukuki dayanaktan yoksundur. Bu anlamda istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmektedir.

Müvekkilimizin babasının sanık tarafından ağır bir şekilde ve öldürme kastı ile yaraladıktan saatler sonra, sanık tarafından hastaneye götürülmesi durumunun daha az cezaya hükmedilmesi açısından ise, eylemin yaşamsal bütünlüğe karşı suçlardan olması dolayısıyla kanunen mümkün değildir. Bu anlamda birinci derece mahkemesi kararı hukuka uygundur.

HUKUKİ NEDENLER: 5271 S. K. m. 219, 280 – 5237 S. K. m. 29.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda belirttiğimiz sebep ve gerekçelerle re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak;

  • Mahalli mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle sanığın istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesini,
  • Kötü niyetle istinafa başvuran karşı tarafın giderlere ve cezaya mahkum edilmesine karar verilmesini, arz ve talep ederiz.

EKLER:

  • Tanık …’ın ülkede olmadığına dair pasaport kayıtları
  • Kamera kayıtları

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURANA CEVAP VEREN

   MAĞDUR/MÜŞTEKİ VEKİLİ

Av. Salih BİROL

 

İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır – Hukuk Davaları

 

***ÖNEMLİ UYARI: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 03.03.2017 T. 2015/2 E. 2017/1 K. sayılı içtihadına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hakimin ispat yükü kendisine düşen tarafa yemin teklifinde bulunma hakkını hatırlatamayacağına karar verilmiş olup, dilekçe örneğini hazırlarken bu hususu dikkate almanızı hatırlatmak isteriz.

İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. (6100 S. K. m. 341)

İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır. (6100 S. K. m. 342)

İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde, 346.  maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır. (6100 S. K. m. 344)

İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesini kararı veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verebilir. (6100 S. K. m. 347)

İstinaf yoluna başvurma, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez. (6100 S. K. m. 350)

İstinaf başvurusunun kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa, bölge adliye mahkemesince, 329 uncu madde hükümleri uygulanır. (6100 S. K. m. 351)

 

İstinaf Başvurusuna Cevap Dilekçesi – Hukuk

 

ADANA …… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ’NE

Sunulmak Üzere

ADANA ….. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’ NE;

CEVAP VEREN DAVALI :

VEKİLİ                             :

İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN DAVACI:

VEKİLİ                             :

TALEBİN KONUSU        :(…)Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … Tarih, … Esas, … Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusuna cevaplarımızdan ibarettir.

TEBLİĞ TARİHİ        : …/…/…

KARARIN ÖZETİ :(…)Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davalının başka biriyle resmi nikah yapmış olması davacıların iç huzurunu bozacak, onların kişilik haklarını ihlal edecek nitelikte bir olgu değildir. Şu durumda davacılar yönünden manevi tazminat isteminin tümden reddine ilişkin karar.

CEVAPLAR :

Davacı ile müvekkilimiz resmi nikah olmaksızın 10 yıl süre ile birliktelik yaşamış ve bu nikahsız birleşmeden iki ortak çocukları dünyaya gelmiştir. Davacı dava tarihi itibariyle 35 yaşında olup; birliktelik tarihi itibariyle de 25 yaşında ve reşittir. TMK 124 ve devamı maddelerinde resmi evlilik tanımlanmış olup, reşit olan davacının nikahsız birlikteliğe razı olduğunun kabulü gerekir.

Birlikteliğin 10 yıl kadar devam ettiği ve iki çocuklarının da dünyaya geldiği düşünüldüğünde, davacının uzun süre bu haksızlığa razı olup ve hatta taraf olduğu anlaşılmaktadır.

Birinci derece mahkemesi olan (…)Asliye Hukuk Mahkemesinin; “Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan eksilmedir. Hukukun yasakladığı birlikteliğe razı olan ve taraf olan davacının manevi zararının olduğundan söz edilemez.” ve “Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK.’nın 24. maddesi ile BK’nun 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nun 49. maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çerçevelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.” şeklindeki hükümlerden de anlaşıldığı üzere davacının tazminat isteminin reddi hukuka uygundur.

Müvekkilimizin başka biriyle resmi nikah yapmış olmasının davacı küçüklerin iç huzurunu bozacak, onların kişilik haklarını ihlal edecek nitelikte bir olgu değildir. Şu durumda yerel mahkemece, çocuklar yönünden manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi de hukuka uygundur.

Olay nedeni ile davacıların tazminat istemlerinin reddi son derece isabetlidir. Davacıların bu anlamda itirazı haksız ve yersizdir.

İSTEM SONUCU     :Yukarıda belirttiğimiz sebep ve gerekçelerle re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak;

  • Mahalli mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine,
  • Vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine,
  • Kötüniyetle istinafa başvuran karşı tarafın 329. madde gereğince giderlere ve cezaya mahkum edilmesine karar verilmesini, arz ve talep ederiz.

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURANA CEVAP VEREN

DAVALI/DAVALILAR VEKİLİ

Av. Salih BİROL

 

İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır – İdare

USUL YÖNÜNDEN;

Dilekçelerde;

  1. Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
  2. Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
  3. Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
  4. Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
  5. Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, gösterilir (2577 S. K. m. 3)

Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyası işlemden kaldırılır ve varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. (2577 S. K. m. 26)

Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur. (2577 S. K. m. 3)

İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.(2577 S. K. m. 45)

İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir.(2577 S. K. m. 45)

Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.(2577 S. K. m. 45)

Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında  yeniden  bir  karar  verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.(2577 S. K. m. 45)

Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.(2577 S. K. m. 45)

Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.(2577 S. K. m. 45)

İstinaf başvurusuna konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim, aynı davanın istinaf yoluyla bölge idare mahkemesince incelenmesinde bulunamaz.(2577 S. K. m. 45)

İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamaz.(2577 S. K. m. 45)

ESAS YÖNÜNDEN;

Danıştayda veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz. (2577 S. K. m. 27)

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar yeterince açık değilse, yahut birbirine aykırı hüküm fıkralarını taşıyorsa, taraflardan her biri kararın açıklanmasını veya aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2577 S. K. m. 29)

Danıştay ve bölge idare mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile ilgili olarak verilen kararlar kesindir. (2577 S. K. m. 43)

Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. (2577 S. K. m. 52)

Temyiz ve istinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar kesindir.(2577 S. K. m. 52).

Kararın bozulması, kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur.(2577 S. K. m. 52).

 

İstinaf Başvurusuna Cevap Dilekçesi – İdare 

 

ADANA …… BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’ NA

Sunulmak Üzere

ADANA … İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’ NA

 

CEVAP VEREN DAVALI                         :                                                                        

İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN DAVACI/DAVACILAR:        

VEKİLİ                                                         :

TALEBİN KONUSU                                   :Davacı…’nın …İdare Mahkemesi’nin …/…/…. Gün ve …/… E.  …/… K.   sayılı kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusuna cevaplarımızdan ibarettir.

İSTİNAF DİLEKÇESİ TEBLİĞ TARİHİ  : …/…/…

KARARIN ÖZETİ                                       :Davacı… müsteşar yardımcılığı yapmakta iken, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne müşavir olarak atanmasına ilişkin işlemin iptalini talep etmiş …İdare Mahkemesi’nin …/…/…. Gün ve …/… E.  …/… K.   sayılı kararı ile davacının talebi reddedilmiştir.

CEVAPLAR VE AÇIKLAMALAR           :       

1- Davacı … müsteşar yardımcılığı yapmakta iken, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne müşavir olarak atanmasına ilişkin işlemin iptalini istemiş … İdare Mahkemesi’nce red kararı verilmiştir.

2- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/G maddesinde; memurun brüt aylığından 1/30 ile 1/8 arasında kesinti yapılmasını gerektiren eylem ve durumlar aynı Kanunun 125/B maddesinde ise eylemin ağırlık derecesine göre memurun bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasını gerektiren eylem ve durumlar sayılmış, Kanunun <Uygulama> başlıklı 132. maddesinin 4. fıkrasında, kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilenlerin, valilik, büyükelçilik, müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı görevlerine atanamayacakları öngörülmüştür. Böylece, Kanun ile aylıktan kesme ve/veya kademe ilerlemesini durdurma cezası alanların atanamayacakları görevler sayılmıştır.

3- Davacı …. Müsteşar yardımcılığı yaptığı dönem ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen …/…/… tarih ve … sayılı soruşturma raporu (EK-1) uyarınca, davacıya uyarma ve kınama cezası verilerek ayrıca, kuruma iş yapan bir müteahhide cep telefonu ve hattı aldırdığı, kuruma bağış yapılan bu telefon ve hattı kendi ihtiyaçları için kullandığı gerekçesiyle 1/15 oranında aylıktan kesme cezası verilmiştir.

4- 657 sayılı Kanun’un yukarıda açıklanan 132. maddesinde; aylıktan kesme ve/veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların atanamayacakları görevler arasında müsteşar yardımcılığı görevi sayıldığına göre, müsteşar yardımcılığı görevi için aranan koşullardan birini yitirdiği açıktır. Davacının almış olduğu disiplin cezalarına konu eylemleri 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi uyarınca davacının müsteşar yardımcılığı görevinden alınmasını gerektirir nitelikte eylemler olduğundan İdare mahkemesinin …/…/…. Gün ve …/… E. …/… K.   sayılı kararının kaldırılarak esas hakkında hukuka uygun bir karar verilmesi istemi yersiz olup istinaf talebinin reddi gerekmektedir.

DAYANILAN DELİLLER                         :

  • …/…/… tarih ve … sayılı soruşturma raporu

İSTEM SONUCU  :Yukarıda belirttiğimiz sebep ve gerekçelerle re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak;

  • İdare mahkemesinin …/…/…. Gün ve …/… E. …/… K.   sayılı kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine,
  • Vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine, arz ve talep ederiz.

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURANA CEVAP VEREN

DAVALI/DAVALILAR VEKİLİ

Av. Salih BİROL

EKLER:

  • …/…/… tarih ve … sayılı soruşturma raporu

 

Temyiz ( Yargıtay ) Kanun Yoluna Başvuru Nasıl Yapılır? – İdare 

USUL YÖNÜNDEN;

Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren; merci tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, ilgili merci, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merci, temyiz isteminin reddine karar verir. İlgili merciin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. (2577 S. K. m. 48)

Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hâllerde, 2 ve 6 ncı fıkralarda sözü edilen kararlar, dosyanın gönderildiği Danıştay’ ın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verilir. (2577 S. K. m. 48)

Dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrak, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilir. (2577 S. K. m. 4)

Temyiz istemleri Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış dilekçeler ile yapılır.(2577 S. K. m. 48)

Temyiz dilekçelerinin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmesi gereklidir, düzenlenmemiş ise eksikliklerin on beş gün içinde tamamlatılması hususu, kararı veren Danıştay veya bölge idare mahkemesince ilgiliye tebliğ olunur. Bu sürede eksiklikler tamamlanmazsa temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına Danıştay veya bölge idare mahkemesince karar verilir. (2577 S. K. m. 48)

ESAS YÖNÜNDEN;

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarıyla bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında vermiş oldukları kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa bile Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:

  1. Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
  2. Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
  3. Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
  4. Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
  5. Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
  6. İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
  7. Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
  8. Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
  9. Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
  10. Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
  11. 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.
  12. 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
  13. 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
  14. Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar. (2577 S. K. m. 46)

Temyiz dilekçeleri, ilgisine göre kararı veren bölge idare mahkemesine, Danıştaya veya 4 üncü maddede belirtilen mercilere verilir ve kararı veren bölge idare mahkemesi veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebilir. Cevap veren, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabilir. Bu takdirde bu dilekçeler temyiz dilekçesi yerine geçer. (2577 S. K. m. 48)

Kararı veren Danıştay veya bölge idare mahkemesi, cevap dilekçesi verildikten veya cevap süresi geçtikten sonra dosyayı dizi listesine bağlı olarak, Danıştaya veya kurula gönderir. (2577 S. K. m. 48)

Yürütmenin durdurulması isteği bulunan temyiz dilekçeleri, karşı tarafa tebliğ edilmeden dosya ile birlikte, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmek üzere kararı veren bölge idare mahkemesince Danıştay Başkanlığına, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, görevli dairece konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderilir. Danıştayda görevli daire veya kurul tarafından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verildikten sonra tebligat bu daire veya kurulca yapılarak dosya tekemmül ettirilir. (2577 S. K. m. 48)

Danıştayda veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz. (2577 S. K. m. 27)

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. (2577 S. K. m. 28)

Görevsizlik sebebiyle gönderilen dosyalarda Danıştay, davayı görevi içinde görmezse dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir. (2577 S. K. m. 43)

Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. (2577 S. K. m. 52)

Temyiz ve istinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar kesindir.(2577 S. K. m. 52).

Kararın bozulması, kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur.(2577 S. K. m. 52).

İstinaf Başvurusuna Cevap Veren ve Katılma Yoluyla Temyize Başvuru Dilekçesi  – İdare

 

… DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’ NA

Sunulmak Üzere

…… BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’ NA

 

CEVAP VEREN ve KATILMA YOLUYLA TEMYİZ BAŞVURUSUNDA BULUNAN DAVALI                                                 :

VEKİLİ                                                  :          

ASIL TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURAN DAVACI:

VEKİLİ                                                  :

TALEBİN KONUSU                            : (…) İdare Mahkemesi’nin …/…/…. Gün ve …/… E.  …/… K. sayılı kararının (…) Bölge İdare Mahkemesi tarafından incelenmesi sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararına karşı temyiz kanun yolu başvurusuna cevaplarımız ve katılma yolu ile temyiz kanun yoluna başvurma talebimizden ibarettir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ

ÖZETİ                                                 : Davacı… müsteşar yardımcılığı yapmakta iken, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne müşavir olarak atanmasına ilişkin işlemin iptalini talep etmiş …İdare Mahkemesi’nin …/…/…. Gün ve …/… E.  …/… K.   sayılı kararı ile davacının işlemin iptali talebi kabul edilmiş ancak manevi tazminat talebi reddedilmiştir.

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARININ

ÖZETİ                                                         : Başvurunun esastan reddi      

KARARIN TEBLİĞ TARİHİ                     : …/…/…

TEMYİZ DİLEKÇESİ TEBLİĞ TARİHİ : …/…/…

CEVAPLAR  VE AÇIKLAMALAR          :

1- Davacı … müsteşar yardımcılığı yapmakta iken, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne müşavir olarak atanmasına ilişkin işlemin iptalini istemiş ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. … İdare Mahkemesi’nce davacının ilgili müsteşar yardımcılığı görevine iade edilmesine manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

2- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/G maddesinde; memurun brüt aylığından 1/30 ile 1/8 arasında kesinti yapılmasını gerektiren eylem ve durumlar aynı Kanunun 125/B maddesinde ise eylemin ağırlık derecesine göre memurun bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasını gerektiren eylem ve durumlar sayılmış, Kanunun <Uygulama> başlıklı 132. maddesinin 4. fıkrasında, kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilenlerin, valilik, büyükelçilik, müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı görevlerine atanamayacakları öngörülmüştür. Böylece, Kanun ile aylıktan kesme ve/veya kademe ilerlemesini durdurma cezası alanların atanamayacakları görevler sayılmıştır.

3- Davacı …. Müsteşar yardımcılığı yaptığı dönem ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen …/…/… tarih ve … sayılı soruşturma raporu uyarınca, davacıya uyarma ve kınama cezası verilerek ayrıca, kuruma iş yapan bir müteahhide cep telefonu ve hattı aldırdığı, kuruma bağış yapılan bu telefon ve hattı kendi ihtiyaçları için kullandığı gerekçesiyle 1/15 oranında aylıktan kesme cezası verilmiştir.

4- 657 sayılı Kanun’un yukarıda açıklanan 132. maddesinde; aylıktan kesme ve/veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların atanamayacakları görevler arasında müsteşar yardımcılığı görevi sayıldığına göre, müsteşar yardımcılığı görevi için aranan koşullardan birini yitirdiği açıktır. Davacının almış olduğu disiplin cezalarına konu eylemleri 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi uyarınca davacının müsteşar yardımcılığı görevinden alınmasını gerektirir nitelikte eylemler olduğundan söz konusu kanun maddeleri gözetilmeksizin verilen İdare mahkemesinin …/…/…. Gün ve …/… E. …/… K.   sayılı kararının kaldırılarak esas hakkında hukuka uygun bir karar verilmesi gerekirken istinaf başvurunun esastan reddi hukuka aykırıdır.

DAYANILAN DELİLLER :

  • …/…/… tarih ve … sayılı soruşturma raporu

İSTEM SONUCU     :Yukarıda belirttiğimiz sebep ve gerekçelerle re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak;

  • (…) Bölge İdare Mahkemesi’ nin … Tarih, … Esas, … Karar sayılı kararına karşı davacının temyiz kanun yolu başvurusuna katılma talebimizin kabulüne,
  • (…) Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen red kararının usul ve yasaya aykırı hususlarının belirttiğim sebep ve gerekçelerle müvekkilimiz lehine ortadan kaldırılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.

TEMYİZ YOLUNA BAŞVURANA CEVAP VEREN

KATILMA YOLUYLA TEMYİZ YOLUNA BAŞVURAN

DAVALI VEKİLİ

Av. Salih BİROL

 

 

 

Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptal Davası Dilekçe Örneği

 

ADANA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA


DAVACI : 

VEKİLİ : Av. Salih BİROL – Kayalıbağ Mah. T. Cemal Beriker Bul. Adana Ticaret Merkezi K:7 D:37 Seyhan/ADANA

DAVALI :1- Adana İl Emniyet Müdürlüğü-
                2- Adana Valiliği– Merkez/ADANA

T. TARİHİ :17.06.2020

KONU : Müvekkilin, silahsız özel güvenlik görevlisi kimlik kartı başvurusu talebinin reddine ilişkin Adana İl Emniyet Müdürlüğü İl Özel Güvenlik Komisyonunun 03.06.2020 tarih ve … sayılı işleminin haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle iptali isteminden ibarettir.

Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptal Davası Dilekçesi

AÇIKLAMALAR: 1-) Müvekkilin 21.09.2018 tarihi itibarı ile 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanununun 10. ve 11 maddeleri gereği özel güvenlik kimlik kartı iptal edilerek güvenlik hizmetleri kadrosundan çıkarılmıştır. Müvekkil 08.05.2020 tarihinde güvenlik hizmetleri kadrosuna alınması ve özel güvenlik kimlik kartının yeniden çıkarılması için Adana İl Emniyet Müdürlüğü’ne başvuru yapmıştır. (EK-1)

2-) Müvekkilim, davalı idareye 08.05.2020 tarihinde başvurmuş olup, davalı idare müvekkilin başvurusuna “5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair kanun’un özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartlar başlıklı 10. Maddesi ve çalışma izni başlıklı 11. Maddesi hükümleri gereği özel güvenlik görevlisi kimlik kartı talebiniz Adana İl Özel Güvenlik Komisyonunun 03.06.2020 tarih ve … sayılı kararı Valilik Makamının aynı tarihli olurları ile reddedilmiştir.” şeklinde gerekçe ile talebinin reddine karar vermiştir. Bu red yazısı müvekkile 17.06.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. (EK-2)

3-) Davalı idare, temel hukuk ilkelerini de dikkate almaksızın, belirsiz ve soyut gerekçeler ile işlem tesis etmiştir. Müvekkilin başvurusunun reddine ilişkin gösterilen gerekçede hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Ayrıca müvekkil aleyhine tesis edilen işleminin tebliği yazısında da müvekkilin başvurması gereken yargı yolu ve süresi belirtilmemiştir.

4-) Oysa Anayasa’nın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması” başlıklı 40. Maddesinin 1. ve 2. Fıkrasında: “ Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır…” hükmü yer almaktadır.

5-) Ancak ilgili tebliğ yazısında bu yönlü bir düzenlemeye yer verilmediğinden, Anayasa’nın 40. Maddesi ile davacı lehine düzenlenen haklarının ihlal edildiği açıktır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ancak Hukuk Devletinde bu yöntemin kabulü mümkün olmayıp, Anayasa ile güvence altına alınan “Adil Yargılanma Hakkının” da ihlal edildiği açıktır. Davalı idarenin işleminin korunması mümkün olmayıp, hukuki temelden yoksun idari işlemin iptalini talep etmekteyiz. Şöyle ki:

DAVALI İDARENİN İŞLEMİ HUKUKA AYKIRI OLUP, İPTALİ GEREKMEKTEDİR.

6-) Kanunda açıkça belirtildiği üzere suçu işlediği usulüne uygun yapılan soruşturma ile belirlenen kişinin işlediği suçun ilgili mevzuatının hangi kuralını ihlal ettiği açık bir şekilde ortaya konulmalı ve karşılığında yetkili makamlarca o suç için öngörülen ceza ile cezalandırılması gerekmektedir. Ancak davalı idare dayanak göstermeden ve müvekkile bu hususla ilgili hiçbir bilgi vermeden, savunma hakkı tanımadan işlem tesis etme yoluna gitmiştir.

7-) Oysaki Danıştay, birçok kararında yasal zorunluluğa rağmen ilgiliye savunma hakkı tanınmadan tesis edilen idari işlemleri hukuka aykırı bulmakta ve usul bakımından iptal etmektedir. Nitekim Danıştay 5. Dairesi’nin, savunma hakkını, idari işlemin yapılış usulü ve yargılama usulü ayrımı yapmadan ele aldığı bir karar ise hukuk devleti yolunda önemli bir adım olmasının yanında; yargısal içtihadın idareye, idari usul ilkeleri ile ilgili “yol göstericiliği” bakımından da önemlidir. (D.5.D. 6.6.1991. 90/4297-91/1099)

8 -) Her ne kadar müvekkil hakkında Adana İl Özel Güvenlik Komisyonu tarafında yapılan güvenlik soruşturması sonucunda “Silahsız Özel Güvenlik Kimlik Kartının” iptaline kararı verilmiş ise de bu işleme dayanak olarak gösterilen idari işlemin sebebi hukuka uygun değildir. Çünkü Müvekkil hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/… E. 2011/… K. Sayılı dosyasında (EK-3) “kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak” suçuna ilişkin açılan ceza davasında 11/11/2011 tarihinde “1 yıl uyuşturucu tedbiri veya denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş” ve 2012 yılında denetim süresi tamamlanarak infazı tamamlanmıştır.

9-) Öte yandan aynı dosya (Karaisalı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/… E. 2011/… K. ) kapsamında 2313 sayılı kanuna aykırılık suçundan ise 5 yıl hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Bu aşamada müvekkilin silahsız güvenlik kimlik kartının iptalini hukuken geçerli kılacak yasal dayanak mevcut değildir. Daha sonrasında ise Müvekkil hakkında Adana … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/… E. 2016/… K. Sayılı dosyası ile açılan yaralama suçuna ilişkin dava neticesinde mahkemece HAGB kararı yönünden kararı veren mahkemeye ihbarda bulunulmuştur.

10-) Karaisalı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/… E. 2017/… K. Sayılı dosyasında (EK-4) ise müvekkil hakkında denetim süresinin bitmesine rağmen “kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak” suçundan da yanlış değerlendirme yapılarak hüküm (düşme kararı) kurulmuştur. İdari işleme dayanak olan mahkeme kararı 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanununa göre müvekkilin silahsız güvenlik kimlik kartının iptaline sebep olmaktan uzaktır. Bu durum hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil etmekle beraber hukuki ve maddi dayanağı da bulunmamaktadır.

MÜVEKKİLİN TALEBİNİN REDDİNE DAYANAK GÖSTERİLEN SUÇUN İŞLENDİĞİ TARİHİN 24.06.2011 TARİHİ OLMASI VE BU TARİHTE 5188 SAYILI ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİ KANUNUNDA GÜVENLİK HİZMETLERİ KADROSUNDAN ÇIKARILMASINI VE SİLAHSIZ GÜVENLİK KİMLİK KARTININ İPTALİNİ GEREKTİRİR BİR DÜZENLEME OLMAMASI NEDENLERİYLE MÜVEKKİLİN USULİ MÜKTESEP HAKKININ KORUNMASI GEREKTİĞİ DOLAYISIYLA DA DAVALI İDARENİN YAPMIŞ OLDUĞU İŞLEMİN HUKUKA AYKIRI OLDUĞUNDAN İPTALİ GEREKMEKTEDİR.

11-) Müvekkilin silahsız özel güvenlik görevlisi kimlik kartı başvurusu talebinin reddine ilişkin Adana İl Emniyet Müdürlüğü İl Özel Güvenlik Komisyonunun 03.06.2020 tarih ve 184 sayılı işlemine dayanak olarak gösterilen suçun işlendiği tarih 24.06.2011 tarihidir. Müvekkilin güvenlik hizmetleri kadrosuna alınarak silahsız özel güvenlik kimlik kartına hak kazandığı tarih itibari ile red sebebi olarak gösterilen suç 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanununda özel güvenlik görevlilerinde aranan şartlar kapsamında değildir.

12-) Silahsız özel güvenlik kimlik kartına hak kazandıktan yıllar sonra 5188 sayılı kanunda 1/2/2018 tarihli KHK düzenlemesi ile müvekkilin kazanmış olduğu hakkının kaybedilmesine konu idari işleme dayanak yapılması usuli müktesep hakkını ihlal etmektedir. 5188 sayılı kanunun 10 ve11. Maddelerinde yapılan düzenlemelere göre müvekkilin silahsız özel güvenlik kimlik kartının iptal edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

5188 sayılı kanunun 10. Madesindeki “Yönetici veya özel güvenlik görevlisi olabilme şartlarını taşımadığı veya bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği tespit edilenlerin kimliği iptal edilir”.

hükmüne göre de müvekkilin suçu işlediği ve kesinleştiği tarih itibarıyla 5188 sayılı kanunda düzenleme bulunmadığı, sonradan kanunda yapılan bir düzenlemenin idari işleme dayanak gösterilerek geçmişe etkili olarak müvekkilin aleyhine uygulanması hukuk devleti ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır. Müvekkilin, hukuki ve maddi dayanaktan yoksun sebeplerle yasal hakkı alıkonulmuştur. Bu nedenlerle davalı idarenin müvekkil aleyhine tesis ettiği hukuki ve maddi dayanaktan yoksun silahsız  güvenlik görevlisi kimlik kartı başvurusu talebinin reddine ilişkin işlemin iptalini talep etme zarureti doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER : 5188 S.K. Anayasa, AİHS, İYUK, TCK, CMK, ve ilgili tüm yasal mevzuat.

DELİLLER : İdareye başvuru dilekçesi, idarenin red cevabı, mahkeme kararları, her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda arz ve izah ettiğimiz ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle;
1-) Adana İl Emniyet Müdürlüğü İl Özel Güvenlik Komisyonunun 03.06.2020 tarih ve … sayılı red işleminin haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle İPTALİNİ,
2-)Yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederim. 28.07.2020

Davacı Vekili
Av. Salih BİROL

  • EKLER:
    • İdareye başvuru dilekçesi ve cevabı
    • Mahkeme kararları
    • Vekaletname

 

İmar Planının İptali İstemi Dava Dilekçesi Örneği

  … İDARE MAHKEMESİ ‘NE

DAVACI

:

……….

VEKİLİ

:

 

DAVALI

:

……….

KONU

:

……….

AÇIKLAMALAR                 :

1-) Müvekkilimiz, halen … ili, … ilçesi, … mahallesi, … pafta, … ada, … parselde kain …m² ve … vasfında taşınmazın kayıt maliki bulunmaktadır.

2-) Müvekkilimize ait bulunan işbu taşınmazı da içine alan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, … ili büyükşehir belediyesi belediye meclisinin …/ …/ … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanmıştır.

3-) Ancak, müvekkilimize ait bulunan işbu taşınmaz, anılan uygulama imar planında tamamen yapı yapılamayacak bir alanda kalmakta olup, taşınmazın başka bir parselasyon alanı sınırına girmesi de mümkün değildir.

4-) Taşınmazın mevcut özelliklerinin bir sonucu olarak, tamamen yapı yapılamayacak bir alanda kalıp ayrıca başka bir parselasyon alanı sınırına girmesi de mümkün olmaması sebebiyle zayiat oranının yüksek olacağı gerekçe gösterilerek, işbu imar planında düzenleme sınırı dışında bırakılma durumu, eşitlik ilkesine ve hukuka aykırı bulunmaktadır.

5-) İşbu nedenle, anılan uygulama imar planının iptalini istemek zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER      : 3194 S. K. m. 5, 6, 8, 9 ve ilgili mevzuat

 HUKUKİ DELİLLER        : … Ölçekli Nazım İmar Planı, … Ölçekli Bölge Planı, tapu kayıtları ve diğer deliller

 SONUÇ VE İSTEM                        : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, … ili büyükşehir belediyesi belediye meclisinin …/ …/ … tarihli, …   sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz.  ……….

EKLER:

1-) Tapu belgesi.

2-) İmar uygulamasının onaylanmasına dair belediye encümeni il idare kurulu karar örneği.

3-) Varsa imar planı ve parselasyon plan örneği.

Davacı Vekili

Av. …

İmar planının iptali davası nedir nasıl açılır başlıklı bilgilendirme yazısı için buraya tıklayabilirsiniz. 

 

 

İhalenin İptali Dava Dilekçesi

Yürütmenin Durdurulması İstemlidir.

ADANA … İDARE MAHKEMESİ‘NE

DAVACI

:

……….

VEKİLİ

:

……….

……….

DAVALI

:

……….

KONU

:

……….

AÇIKLAMALAR                 :

1-) Mahkemenizin de malumu olduğu üzere, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 4. maddesinde, mera, yaylak ve kışlakların çıplak mülkiyetinin devlete ait olduğu ve fakat sözü edilen yerlerin kullanım haklarının bir veya birden fazla köy tüzel kişiliğine ya da belediyeye verilebileceği, kullanım hakkının kiralanabileceği ve kiralama ilkelerinin yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıştır. Sözü edilen yönetmelik, yine mahkemenizin malumu olduğu üzere, Mera Yönetmeliği’dir.

2-) Söz konusu yönetmeliğin 7. maddesi uyarınca, mera, yaylak ve kışlakların kiralanmasına ilişkin olarak, öncelik tanınacak gerçek ve tüzel kişiler sayılmıştır. Bu anlamda, müvekkilimiz, ziraat mühendisi (veteriner hekim/ziraat teknisyeni/veteriner sağlık teknisyeni) olup, hayvancılık işletmesi kurmak amacıyla hazırlamış olduğu …/ …/ … tarihli, … sayılı projesi (EK 1), … Tarım Kredi Kooperatifi yönetimi tarafından …/ …/ … tarihli, … sayılı onay yazısı ile onaylanmıştır. Bu haliyle, müvekkilimiz, anılan yönetmelik maddesinde belirtilen nitelikleri haiz bulunmaktadır.

3-) … ili, … ilçesi, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı, … dönüm alana sahip ve “mera” vasıflı taşınmaz, halen hazine adına kayıtlı olup, buradan faydalanma hakkı, mevzuat hükümleri gereği, … Köyü Tüzel Kişiliği’ne verilmiş bulunmaktadır. Anılan yerin ihtiyaç fazlası olarak belirlenen … dönümlük bölümü ise, söz konusu yönetmeliğin anılan maddesi uyarınca kiralanmak istenmiş ve bu amaçla, istekliler arasında ihaleye çıkarılmıştır.

4-) İlan edilen ihaleden haberdar olan müvekkilim, yönetmelik hükmü gereği öncelikli olanlar arasında yer almasına ve diğer katılımcılara nazaran en uygun teklifi vermiş olmasına rağmen, ihale, diğer bir katılımcının üzerinde kalmıştır.

5-) Halbuki, öncelikli olmasının yanı sıra, ihaleye ilişkin şartname incelendiğinde;

İdarenin ihaleyi yapıp yapmamakta ve uygun bedeli tespit etmede serbest olduğuna ilişkin bir ibare yer almamaktadır. Bu durumda, ihalenin, en uygun teklifi veren üzerinde kalması, aynı zamanda hakkaniyet gereğidir. Kamu İhale Kurulu’na … tarihinde yapmış olduğumuz başvuru da, kurulun …/ …/ … tarihli ve … sayılı yazısı ile ret edilmiştir.

6-) İhale komisyonuna yapmış olduğumuz … tarihli itiraz da ilgili komisyonun …/ …/ … tarihli ve … sayılı yazısı ile ret edilmiştir. Hal böyle olunca, söz konusu ihalenin iptali istemi ile mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER      : 4342 S. K. m. 4, Mera Yönetmeliği m. 7, 15 ve ilgili diğer tüm yasal mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER   : … tarihli, … sayılı şartname ve ekleri, müvekkilimizin sunmuş olduğu … tarihli teklif mektubu, … tarihli, … sayılı ihale kararı, … tarihli hayvancılık işletmesi projesi, … tarihli ve … sayılı proje onay yazısı, … tarihli itiraz başvurusu, … tarihli ve … sayılı ret yazısı, keşif ve bilirkişi incelemesi ve diğer tüm yasal deliller.

SONUÇ VE İSTEM                 : Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, … ili, … ilçesi, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı, kullanım hakkı … Köyü Tüzel Kişiliği’ne bırakılmış olan  mera niteliğindeki taşınmazın ihtiyaç fazlası … dönümlük bölümünün 20 yıllığına kiralanmasına ilişkin …/ …/ … tarihli ihalenin iptali ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, vekaleten ve saygılarımla talep ederim. …/…/…

Davacı Vekili

Av. Salih BİROL

 

İhalenin İptali Kararının İptali Dava Dilekçesi

Yürütmenin Durdurulması İstemlidir.

ADANA … İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA;

DAVACI

:

……….

VEKİLİ

:

……….

……….

DAVALI

:

……….

KONU

:

…/ …/ … Tarihli davalı idarenin …/…/… tarihinde yapılan ….. konulu iptal kararının iptali İstemimizden İbarettir.

İŞLEMİN TEBLİĞ TARİHİ

:

 

 AÇIKLAMALAR   :

1-) Davalı ………………….. Daire Başkanlığı tarafından belli istekliler arasında ihale” usulü ile gerçekleştirilen ve müvekkilimiz şirket üzerinde kalan “……….. İli, ………. – ………… Tapu ve Kadastro Modernizasyon Projesi Kapsamında Mekansal Bilgi Sisteminin Altyapısına Yönelik Harita Yapım İşi” ihalesinde (EK – 1) yeterli rekabetin oluşmadığından bahisle …./…/… tarihinde iptal edilmiş olup, söz konusu iptal kararı müvekkilimize …./…/… tarihinde tebliğ edilmiştir. (EK – 2)

2-) Davalı idarenin davaya konu ihaleyi iptal etme nedeni olarak, bazı firmaların ihalenin yüksek fiyatlardan belli firmalar üzerinde kaldığını belirtmeleri üzerine idarece yapılan değerlendirme sonucunda rekabet şartlarını iyileştirme gereği ve kamu yararı göz önüne alınarak ihalenin …./…/… tarihinde 4734 sayılı Kanunun 39.maddesine istinaden iptal edildiği belirtilmiştir. Davalı yana, iptal işlemine yönelik …./…/… tarihli bir şikayet başvurusunda bulunulmuş olup, bu başvurumuza da red cevabı verilmiştir. (EK – 3)

3-) Davalı ……………….. Daire Başkanlığı tarafından “belli istekliler arasında ihale” usulü ile yapılan harita yapım işi ihalesine 4 istekli katılmış olup ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak değerlendirilerek ihale üzerinde bırakılan müvekkilimiz şirketin teklifinin yaklaşık maliyetten düşük olduğu ya da yaklaşık maliyetin hatalı olarak belirlendiğine dair herhangi bir iddia bilgi ve belgenin de sunulmamakla birlikte, rekabet şartlarının iyileştirilmesi gerektiğinden bahisle, herhangi bir somut sebep ortaya konulmaksızın, salt idarenin takdir yetkisine istinaden ihalenin iptal edilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

4-) Hal böyle olunca, davalı idare tarafından …/ …/ … tarihinde düzenlenen ihalenin iptal kararının iptali için mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER      : 4734 S. K. m. 5, 20, 37, 38, 39, 40.

HUKUKİ DELİLLER      : 1-) Müvekkilimiz ile davalı yan arasında imzalanan ../…/.. tarihli ihale alımı sözleşmesi

2-) Kamu İhale Kurumunun …/…/.. tarihli iptal kararı ve tebliği

3-) Müvekkilimiz davalı yana şikayet başvurusu.

SONUÇ VE İSTEM        : Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, davalı idare tarafından …/ …/ … tarihinde düzenlenen ihalenin iptal kararının iptali ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, vekaleten ve saygılarımla talep ederiz. …/…/…

Davacı Vekili

Av. Salih BİROL

 

Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerin ihalelerinde aşağıdaki usuller uygulanmaktadır.

İhale Usulleri Nelerdir. (İdare – Kamu)

a) Kapalı teklif usulü,

b) Belli istekliler arasında kapalı teklif usulü,

c) Açık teklif usulü,

d) Pazarlık usulü,

e) Yarışma usulü.

İşin gereğine göre yukarıda sayılı usullerden hangisinin uygulanacağı, 2886 sayılı kanun hükümlerine uyularak idarelerince tespit edilmektedir. İhale konusu işlerin her türlü özelliğini belirten şartname ve var ise ekleri idarelerce hazırlanmaktadır.

İhale şartnamelerinde genel olarak gösterilmesi gereken hususlar?

İhale şartnamesinde gösterilmesi gereken hususlar aşağıdaki gibidir;

a) İşin niteliği, nevi ve miktarı,

b) Taşınmaz malların satışı, kiraya verilmesi, trampa edilmesi ve üzerlerinde mülkiyetin gayri ayni hak tesisinde tapu kayıtlarına göre yeri, sınırı, yüzölçümü, varsa pafta, ada ve parsel numarası ve durumu,

c) Tahmin edilen bedeli, geçici teminat miktarı ve kesin teminata ait şartlar,

d) İşin yapılma yeri, teslim etme ve teslim alma şekil ve şartları,

e) İşe başlama ve işi bitirme tarihi, gecikme halinde alınacak cezalar,

f) İsteklilerde aranılan şartlar ve belgeler,

g) İhaleyi yapıp yapmamakta ve uygun bedeli tespitte idarenin serbest olduğu,

h) İhale kararının karar tarihinden itibaren en geç 15 işgünü içinde ita amirince onaylanacağı veya iptal edilebileceği,

i) Vergi, resim ve harçlarla sözleşme giderlerinin kimin tarafından ödeneceği,

j) Ödeme yeri ve şartlarıyla avans verilip verilmeyeceği, verilecekse şartları ve miktarı,

k) Sözleşme konusu işlerin malzeme veya birim fiyatlarındaki değişiklikler nedeniyle eğer ödenecekse fiyat farkının ne şekilde ödeneceği,

l) Süre uzatımı verilebilecek haller ve şartları,

m) İşin süresinden önce bitirilmesinde fayda görülen hallerde erken bitirme primi verilecekse miktarı, şartları ve ödeme şekli,

n) İhtilafların çözüm şekli.

2886 sayılı Kanuna göre yapılacak ihalelere katılabilmek için kanuni ikametgah sahibi olma, gerekli nitelik ve yeterliği haiz bulunma, istenilen teminat ve belgeleri verme zorunluluğu bulunmaktadır.

İhalelere katılamayan kişiler kimlerdir?

İhaleye katılamayacak olan kişiler aşağıda sayılmıştır.

İhaleyi yapan idaredeki;

a) İta amirleri,

b) İhale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli olanlar,

c) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şahısların eşleri ve ikinci dereceye kadar (ikinci derece dahil) kan ve sıhri hısımları,

d) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen şahısların ortakları (bu şahısların yönetim kurullarında görevli olmadıkları anonim ortaklıklar hariç).

2. Bu Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar.

BKNZ.

13.DD 2009/3159 E. 2009/9120 K.

13.DD 2009/3145 E. 2009/8842 K.

13.DD 2008/1233 E. 2009/4489 K.

13.DD 2008/3503 E. 2009/8348 K.

 

Belediye Encümen Kararı İptal Davası Nasıl Açılır? -1 

Belediye encümen kararları idari işlem olup,  bu kararlara karşı da idare mahkemesinde iptal davası açılmaktadır. 

Belediye encümeni tarafından alınan kararlar birer idari işlemdir. İdari işlemlere karşı hakları ihlal edilen ilgililer işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biri ya da birkaçı yönünde hukuka aykırılıkları nedeniyle idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. Encümen kararının iptali davası açma süresi 60 gündür.

Belediye Encümeni Kimlerden Oluşur? – 2

Belediye encümeni, belediye başkanı başkanlığında;

a) İl belediyelerinde ve nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği üç üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği iki üye olmak üzere yedi kişiden,

b) Diğer belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği iki üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden oluşur.

Belediye başkanının katılamadığı toplantılarda ise belediye başkanının görevlendireceği başkan yardımcısı ya da encümen üyesi, encümene başkanlık etmektedir.

Belediye encümen toplantılarına gündemdeki konularla ilgili olarak ilgili birim amirleri, belediye başkanı tarafından oy hakkı olmadan görüşleri alınmak üzere çağrılabilmektedir.

Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri Nelerdir? – 3 

Belediye encümeninin görev ve yetkilerini şu şekilde sayabiliriz;

a) Stratejik plân ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip belediye meclisine görüş bildirmek.

b) Yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak.

c) Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek.

d) Bütçede fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyleri arasında aktarma yapmak.

e) Kanunlarda öngörülen cezaları vermek.

f) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarının anlaşma ile tasfiyesine karar vermek.

g) Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.

h) Umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek.

i) Diğer kanunlarda belediye encümenine verilen görevleri yerine getirmek.

Belediye Encümeni Ne Zaman Toplanır?

Belediye encümeni toplanma zamanı hafta da birden az olmadan önceden belirlenir. 

Belediye encümeni, haftada birden az olmadan önceden belirlenen bir gün ve saatte toplanmaktadır. Belediye başkanı acil durumlarda encümeni toplantıya çağırabilmektedir.

Belediye encümeni üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanmaktadır. Katılanların salt çoğunluğuyla karar vermektedir. Encümenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca ihale komisyonu olarak yapacağı toplantılarda da bu madde geçerli. Oyların eşitliği durumunda başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılmaktadır. Çekimser oy kullanılamaz.

Encümen Gündemini Kim Hazırlar?

Encümen gündemi belediye başkanı tarafından hazırlanmaktadır. Encümen üyeleri, başkanının uygun görüşüyle gündem maddesi teklif edebilmektedir. Belediye başkanı tarafından uygun bulunmayan konular encümende görüşülemez.

Encümene havale edilen konular bir hafta içerisinde görüşülür ve karara bağlanır. Alınan kararlar başkan ve toplantıya katılan üyeler tarafından imzalanmaktadır. Karara muhalif kalanlar gerekçelerini de açıklamaktadır. Encümen başkan ve üyeleri, münhasıran kendileri, ikinci derece dâhil kan ve kayın hısımları, evlatlıkları ile ilgili işlerin görüşüldüğü encümen toplantılarına katılamazlar.

Ruhsat Alınmadan Yapılan İnşaatin Durumu?

Ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç olmak üzere; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespit edildiği, fenni mesul tarafından tespiti ve ihbarı ya da herhangi bir şekilde bu durumun öğrenilmesiyle, belediye ya da valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat hemen durdurulmaktadır.

Durdurulan İnşaatin Mührü Nasıl Kaldırılır?

İnşaati durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılarak yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılmaktadır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılmaktadır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içerisinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirip ya da ruhsat alarak, belediyeden ya da valilikten mühürün kaldırılmasını istemektedir.

Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderildiği ya da ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygun olduğu, inceleme sonunda anlaşıldığı durumda mühür, belediye ya da valilikçe kaldırılmaktadır.  İnşaatın devamına izin verilmektedir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilmektedir.  Ruhsata aykırı ya da ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni ya da il idare kurulu kararını takiben, belediye veyahut valilikçe yıktırılmaktadır.  Masrafı ise yapı sahibinden tahsil edilmektedir.

Konu ile ilgili detaylı bilgi için iletişim sayfamızdan bize ulaşabilir ya da buraya tıklayarak çalışma alanlarımız hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. 

BKNZ.

6 DD. 2009/13189 E. 2010/82 K.

6 DD. 2008/11432 E. 2009/7237 K.

6 DD. 2007/8640 E. 2008/2358 K.

 

İmar Planı İptali Davası Nedir Nasıl Açılır?

İmar planı iptali davası, imar planını yapan belediyenin bulunduğu yer idare mahkemesine açılan bir idari davadır. İmar planının iptali dava açma süresi, imar planına yapılmış itirazın reddedilmesi durumunda, red kararının tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür.

İmar Planı Nedir? Kim Yapar?

İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri ya da diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına ya da belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veyahut kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir.

Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışındaysa söz konusu yetkiler valilik tarafından kullanılmaktadır.

Düzenleme Ortaklık Payı Nedir?

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında ‘düzenleme ortaklık payı’ olarak düşülebilmektedir.

Düzenleme Ortaklık Payı Oranı Nedir?

Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçememektedir.

Düzenleme Ortaklık Payları Ne İçin Kullanılır?

Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka amaçlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye ya da valilikçe kamulaştırma yoluyla tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır. Herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planıyla yeniden düzenleme yapılmasına engel teşkil etmemektedir.

Bu düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenleme ortaklık payı alınanlardan, bu düzenleme nedeniyle ayriyeten değerlendirme resmi alınmaz.

Üzerinde Bina Bulunan Hisseli Parsellerde İmar Planı?

Üzerinde bina bulunan hisseli parsellerde, şüyulanma sadece zemine aittir. Şüyuun giderilmesinde bina değeri ayrıca dikkate alınmaktadır.

Düzenleme esnasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içinde bırakılabilir. Tamamı ya da bir kısmı plan ve mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülemeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir.

Hisseli bir ya da birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahipleri tarafından yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma yapılmadıkça ya da şüyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunmaktadır.

Kamu Hizmetlerine Ayrılan Yerlerdeki Yapının İmar Durumu?

Kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye ya da valilik tarafından kamulaştırılmadan yıktırılamaz.

Düzenlenmiş arsalarda yer alan yapılara, ilgili parsel sahiplerinin muvafakatleri olmadığı ya da plan ve mevzuat hükümlerine göre mahzur bulunduğu takdirde, küçük ölçüdeki zorunlu tamirler dışında ilave, değişiklik ve esaslı tamir izni verilemez. Düzenlemeye tabi tutulması gerektiği halde, bu madde hükümlerinin tatbiki mümkün olmayan hallerde imar planı ve yönetmelik hükümlerine göre müstakil inşaata elverişli olan kadastral parsellere plana göre inşaat ruhsatı verilebilmektedir.

Bu maddenin tatbikinde belediye veyahut valilik, ödeyecekleri kamulaştırma bedeli yerine ilgililerin onay vermesi durumunda kamulaştırılması gereken yerlerine karşılık, plan ve mevzuat hükümlerine göre yapı yapılması mümkün olan belediye ya da valiliğe ait sahalardan yer verebilirler.

İmar Planı Olmayan Yerlerde Satış Vaadi Sözleşmesi Yapılabilir Mi?

Veraset yoluyla intikal eden, bu Kanun hükümlerine göre şuyulandırılan Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım, hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama gayesi için yapılan hisselendirmeler ile cebri icra yoluyla satılanlar hariç imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmesi yapılamaz.

İmar Planı Olan Yerlerin Arazi Düzenlemelerinde Re’sen Tescili Kim Yapar?

İmar planı olan yerlerde, arsa ve arazi düzenlemelerinde, binalı ya da binasız arsa ve arazilere 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunundan önce özel parselasyona dayalı ya da hisse karşılığı satın alınan yerler dikkate alınarak müstakil, hisseli parselleri ya da üzerinde yapılacak binaların daire miktarları göz önünde bulundurularak kat mülkiyeti esasına göre arsa paylarını sahipleri adlarına re’sen tescil ettirmeye valilik veya belediyeler yetkili bulunmaktadır.

İmar Planı İptali Davası Nasıl Açılır?

Dava dilekçesinde, taşınmazın açık bir dökümünün yapılması gerekir. Bulunduğu il, ilçe, mahalle, ada, pafta ve parsel numaraları doğru bir şekilde gösterilmelidir.

BKNZ.

6.DD 2010/6597 E. 2010/10306 K.

6.DD 2009/15611 E. 2010/5675 K.

6.DD 2009/8585 E. 2010/167 K.

6.DD 2008/11309 E. 2008/8068 K.

6.DD 2008/630 E. 2010/8273 K.

6.DD 2008/1317 E. 2010/1598 K.

6.DD 2007/5904 E. 2008/8408 K.

 

 

Belediye Encümeni Kararının İptali İstemi (Parselasyon- İmar Uygulaması) – 1

Yürütmenin Durdurulması Taleplidir

ADANA … İDARE MAHKEMESİ’NE

İPTAL İSTEMİNDE BULUNAN

:

……….

VEKİLİ

:

……….

……….

DAVALI

:

……….

KONU

:

……….

AÇIKLAMALAR               :

1-) …… İli, ….. ilçesi, …. Mahallesi, ……. Mevkiinde, tapunun ……… pafta, ………. ada ve ……… parsel sayısında müvekkilimiz adına kayıtlı bağımsız hisseli olan taşınmazı kapsayan alanda, Davalı … Belediyesi Encümeni’nin …/ …/ … tarih ve … sayılı kararı ile imar uygulaması (parselasyon) yapılmıştır.

2-) 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin 1. fıkrasında,

İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar plânına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerine yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.”

hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre imar uygulaması sırasında oluşturulacak imar parsellerinin, yolların, yeşil alanların ve diğer imar plânıyla kullanım alanı belirtilen tahsislerin aynen uygulama sırasında dikkate alınması gerekir. İmar plânının dışına çıkılarak bahsedilen yol, parsel ve diğer kullanım alanlarının şekillerinin, boyutlarının ve yerlerinin değiştirilmesi mümkün değildir.

3-) Olayımızda ise mevcut taşınmaz imar planında konut alanına tahsis edilmiş iken uygulama sırasında taşınmazın bulunduğu yerden yaya yolu geçirilmiş ve imar uygulaması sonucunda yapılan dağıtımda en yakın parsellerden tahsisin yapılmasının gerekirken müvekkilimize tahsis edilen parsellerin parsel bütünlüğü açısından da eşdeğer olmadığı sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

4-) İş bu nedenle, yapılan imar uygulaması imar planına ve yasal mevzuata aykırı olduğundan iptali için davayı açmak zorunluluğu hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER                : 3194 S. K. m. 18 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER                  :  …/ …/ … tarih ve … sayılı Belediye Encümeni Kararı, İmar plânı ve parselasyon plânı örneği, tapu kayıtları ve sunulması caiz olan sair deliller.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI

GEREKTİREN NEDENLER    : Söz konusu belediye encümeninin ……. günlü ve  …. sayılı kararı ile parselasyon işleminin iptali ile işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına yol açacağından esasa ilişkin hüküm verilene kadar iptali istenen işlemin yürütmesinin durdurulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin getirdiği yasal bir zorunluluktur.

SONUÇ VE İSTEM  : ……. İli, …… ilçesi, …… Mahallesi, ….. Mevkiinde, tapunun  …… pafta, ………. ada ve …… parsel sayısında müvekkilimiz adına kayıtlı olan taşınmazı kapsayan alanda, davalı belediyece 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin belediye encümeninin ……. günlü ve  …….sayılı kararının iptali ile YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. ……….

EKLER: 1-) Tapu belgesi.
2-) İmar uygulamasının onaylanmasına dair Belediye Encümeni il idare kurulu kararı örneği.
3-) Varsa imar planı ve parselasyon planı örneği.

İptal İsteminde Bulunan Vekili

Av. Salih BİROL

 

Belediye Encümeni Kararının İptali İstemi – 2

 

Yürütmenin Durdurulması Talebi Vardır.

ADANA … İDARE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

İPTAL İSTEMİNDE BULUNAN

:

……….

VEKİLİ

:

……….

……….

DAVALI

:

……….

KONU

:

……….

AÇIKLAMALAR               :

1-) Davalı … Belediyesi Encümeni’nin …/ …/ … tarih ve … sayılı kararı ile; müvekkilimizin, … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve davalı belediyeden almış olduğu …/ …/ … tarihli inşaat ruhsatı ile …/ …/ … tarihinde inşaatına başladığı; zemin+ … katlı ruhsatlı binasının, … ve … katlarının inşaat ruhsatının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince iptaline ve ilgili katların yıkılmasına karar verilmiştir.

2-) Davalı belediyenin iptalini istediğimiz işlemine dayanak oluşturan; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Ruhsatsız Veya Ruhsat Ve Eklerine Aykırı Olarak Başlanan Yapılar” başlıklı 32. maddesinde;

“Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.

Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır.

Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.

Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.

Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.”

düzenlemesi yer almaktadır.

3-) Davalı belediye tarafından alınan iptal ve yıkım kararı, …/ …/ … tarihli yapı tatil zaptının inşaata asılmasıyla müvekkilimize tebliğ edilmiştir. Müvekkilimiz, …/ …/ … tarihinde davalı belediyeye yaptığı başvuru ile; davalı belediye tarafından ruhsata aykırı olarak gösterilen … ve … katlarının …/ …/ … tarihli inşaat ruhsatına uygun olduğunu ileri sürmüş ve inşaata vurulan mührün kaldırılmasını ve inşaatın devamına karar verilmesini talep etmiştir. Müvekkilimizin yapmış olduğu başvuru, davalı belediyenin …/ …/ … tarih ve … sayılı yazısı ile reddedilmiş ve alınan yıkım kararının …/ …/ … tarihinde uygulanacağı, …/ …/ … tarihinde yapılan tebligat ile müvekkilimize bildirilmiştir. Davalı belediyenin hukuka aykırı olarak aldığı yıkım kararının iptali için mahkemenize başvurulması zorunluluğu hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER      : 3194 S. K. m. 32 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER        : …/ …/ … tarih ve … sayılı Belediye Encümeni Kararı, …/ …/ … tarihli İnşaat Ruhsatı, …/ …/ … tarihli Yapı Tatil Mührünün Kaldırılması Başvurusu, … Belediyesi’nin …/ …/ … tarihli Yazısı ve diğer deliller.

CEVAP SÜRESİ                 : 30 gündür.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI

GEREKTİREN NEDENLER : Söz konusu davalı belediye işlemi bu sebeplerle açıkça hukuka aykırı olduğu gibi alınan yıkım kararı doğrultusunda yapılacak işlemler telafisi imkansız zararların doğmasına yol açacağından esasa ilişkin hüküm verilene kadar iptali istenen işlemin yürütmesinin durdurulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin getirdiği yasal bir zorunluluktur.

SONUÇ VE İSTEM   : Yukarıda yer alan nedenler ile; müvekkilimizin … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan zemin+ … katlı ruhsatlı binasının … ve … katlarının yıkılması kararının yürütmesinin durdurulmasına ve …/ …/ … tarih ve … sayılı … Belediyesi Encümen kararının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. ……….

İptal İsteminde Bulunan Vekili

Av. Salih BİROL

 

Hizmet kusuru tam yargı davası dilekçe örneği

Tam yargı davası ilgili kişilerin haklarının ihlal edildiği bir idari işleme karşı Danıştay, idare, vergi mahkemelerine açılan davalardandır.  Dava açacak olan ilgili kişiler tam yargı ve iptal davasını birlikte de açabilmeleri mümkündür.

Hizmet kusuru nedeniyle tam yargı davası nasıl açılır?

hizmet kusuru tam yargı davası

Bununla birlikte ilgili kişiler ilk iptal davası açıp bu iptal davasının karara bağlanması sonrasında, bu husustaki kararın veyahut istinaf temyiz kanun yollarına başvurulması halinde verilen kararın tebliği ya da bir idari işlemin icrası nedeniyle doğan zararlardan kaynaklı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilmektedir. İlgili kişilerin 11. Maddeye istinaden idareye başvurma hakkı saklıdır.

Tam yargı davası açma süresi ne kadar?

İdari eylemlerden kaynaklı hakları ihlal edilmiş olan ilgili gerçek ya da tüzel kişiler idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı şekilde bildirim üzerine ya da başka bir şekilde öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde söz konusu ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerekmektedir.

Bu taleplerin kısmen ya da tamamen reddi durumunda, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren ya da istek hakkında 60 gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava açma süresi içinde dava açılabilmektedir.

Tam yargı davalarında yetkili mahkeme neresidir?

a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,

b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,

c) Diğer hallerde davacının ikametgâhının bulunduğu yer İdare mahkemesidir.

İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili davalarda yetkili mahkeme neresidir?

İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında ya da bunlara bağlı her türlü haklara ya da kamu mallarına yönelik idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yerdeki  idare mahkemesidir.

 

Hizmet Kusuru Nedeniyle Tam Yargı Davası Dilekçe Örneği

 ADANA ( ) İDARE MAHKEMESİNE

DAVACI

:

 

VEKİLİ

:

 

DAVALI

:

 

KONU

:

 

AÇIKLAMALAR               : 1-) … Bulvarı … Mevkiinde davalı idare tarafından …/…/… tarihinde yapımına başlanan üstgeçit …/…/… tarihinde tamamlanarak hizmete açılmıştır. Üstgeçitin yapımıyla birlikte tapuda müvekkil adına … pafta … ada … parselde kayıtlı, … nolu bağımsız bölümler kullanışlılıklarını büyük ölçüde yitirmiş, taşınmazlar büyük ölçüde değer kaybına uğramıştır.

2-) …/…/… tarihinde taşınmazlardaki değer kaybının tazmini amacıyla müvekkilimiz adına davalı idareye yaptığımız başvuru yanıtsız bırakılmak suretiyle zımnen reddedilmiştir.

3-) İdarece yaptırılan üstgeçit nedeniyle tapuda … pafta … ada … parselde kayıtlı, … nolu bağımsız bölümlerde oluşan …-liradan toplam …-lira, … ve … nolu bağımsız bölümlerde oluşan …-liradan toplam …-lira, … nolu bağımsız bölümlerde oluşan  …-liradan toplam …-lira ve … nolu parselde kayıtlı … nolu bağımsız bölümlerde oluşan …-lira olmak üzere toplam …-lira (… bin lira) değer kaybının idareye başvurduğumuz …/…/…tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalı idareden tazminini istemek amacıyla işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER      : 2577 S. K. m. 3, 12, 13, 36 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER        : Keşif ve bilirkişi incelemesi.

SONUÇ VE İSTEM                        : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle tapuda 26 pafta 7 ada 77 parselde kayıtlı, 5 nolu bağımsız bölümler için ….-liradan, toplam ….lira, … ve … nolu bağımsız bölümler için ….-liradan toplam …-lira, … nolu bağımsız bölümler için …-liradan toplam …-lira ve 36 nolu parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölüm için x -lira olmak üzere toplam x-lira (x bin lira) tazminatın …/…/2015 tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte tazminine,

Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini mahkemenizden arz ve talep ederiz. x/x/201..

Davacı Vekili

Av. Salih BİROL